Yakın bir zamanda yapılacak olan Oda ve Borsa seçimlerinde, üyelerimizin “seçme ve seçilme hakları” ile ilgili yaşamsal bir konuyu gündeme getirmemiz gerekmiştir. Aşağıda etraflıca açıkladığımız sorunla ilgili tarafımızca bir dilekçe ile 19/07/2022 g
Bilindiği üzere bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de büyük sorunlarla karşı karşıya bırakan küresel salgın (COVID-19) nedeniyle Ticaret Odamız üyelerinin birçoğu finansal problemler yaşamıştır. Ve yine Ticaret Odamızın mevcut yönetiminin, salgın süresince üyelerimize yeteri kadar destek olamadığı, kamuoyunun ve üyelerimizin malumlarıdır. Buna karşın Oda yönetimi, üyelerimizden normal bir süreçten geçiyormuşçasına “aidat” ödemelerini tam ve zamanında talep etmiş, ödeyemeyenlerin ise Oda üyeliklerini askıya almıştır. Üyelerimizin yaşadıkları sorunlar bir yana, yakın zamanda yapılacak seçimlerde “seçme ve seçilme hakkı” bakımından Oda üyeliğinin aktif olması gerektiği (üyeliğin askıya alınmamış olması gerektiği) 5174 sayılı kanunun 10. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş ve mevcut yönetim kendine göre bu hükme dayanarak askıya alma işlemlerini gerçekleştirmiştir.
Ancak yine 5174 sayılı kanunun 17. maddesinin 1. fıkrasının “O” bendinde yer alan hükme göre; “iradesi dışında meydana gelen mücbir sebeplerden dolayı ödeme güçlüğü içinde olanüyelerinin aidat borçlarının ve gecikme zamlarının affı ve/veya yapılandırılması” Ticaret Odası Meclisi’ne verilmiş bir yetki ve ödevdir. Aynı hüküm doğrultusunda Meclis’in, gerekirse bu yetkisini Oda Yönetim Kurulu’na devri de söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla üyelerimizin Ticaret Odası komiteleri ve Meclisi’ne aday olma ve adaylara oy verme haklarının kullandırılması konusunda,
Meclis ve Yönetim Kurulu’nun sorumluluk üstlenmeleri ve 17. maddede yer alan hüküm doğrultusunda hareket ederek “salgın süresince aidatlarını ödeyemeyen üyelerimizin bahse konuaidat borçlarının affı” yönünde hareket etmeleri zaruri görünmektedir. Çünkü seçimlerin adaletli bir katılım ile serbest, eşit ve genel-oy ilkelerine dayalı olarak gerçekleşmesi ancak bu şekilde mümkün olabilecektir.
Üstelik, COVID-19 gibi bir mücbir sebep nedeniyle aidat ödeyemeyen üyelerin “seçme ve seçilme haklarının kısıtlanması”, Anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen “Demokratik Hukuk Devleti” ilkesine ve 10. maddesinde düzenlenen “Eşitlik” ilkesine de aykırıdır. Böyle bir kısıtlamanın, hukuk devleti ve demokrasi kavramları ile demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmadığı ve ilgili
hakkın özüne dokunduğu açıktır. Çünkü, “Seçme ve Seçilme Hakkı” demokratik bir toplumun olmazsa olmazlarındandır. Bu haklar kapsamında, vatandaşların birbirlerine göre farklı muameleye tabi tutulmaları ve aralarındaki eşitliğin bozulması söz konusu olmamalıdır. Kaldı ki demokratik hukuk devletinde, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alınması esastır.
Nasıl ki yerel ve genel seçimlerde devlete vergi borcu olanların oy kullanma hakkı ellerinden alınmıyorsa, genel anlamda Ticaret Odası’na aidat borcu olan işletmelerin de oy kullanma hakları ellerinden alınamaz, alınmamalıdır.
Demokratik hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi olan özgür, genel, eşit ve gizli oya dayalı, hoşgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuk anlayışı içerisinde ilgililerin birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli seçimler, ilgilerince güvence altına alınmalıdır. Buna benzer bir konuda TOBB seçimleri kapsamında Anayasa Mahkememizin vermiş olduğu 2012/128 Esas ve 2013/7 Karar sayılı kararı ilgililerine gereken kolaylığı sağlayacak mahiyettedir.
Mevcut uygulamayla Ortaçağ Avrupası’nda görülen aktif/pasif vatandaş ayrımı yapılıyor gibi bir izlenim verilse de Kanun’un yukarıda bahsi geçen 17. maddesi, bu ayrımı ve izlenimi ortadan kaldıracak çok daha demokratik bir düzenlemeye sahiptir. Bu düzenlemeye dayanarak Oda Meclisi ve/veya Yönetim Kurulu, üyelerimizin en doğal ve demokratik haklarından olan “seçme ve seçilme” haklarından mahrum bırakılmalarının önüne geçmelidir. Küresel salgının ortaya çıkardığı birçok sorunla tek başına mücadele etmek zorunda kalan üyelerimizin yanında olma konusunda yeterli kadar irade sergileyemeyen Oda yönetiminin, hiç olmazsa bu noktada artık inisiyatif üstlenmesi beklenmektedir.
Son olarak yinelemek gerekirse; Oda Meclisi ve Yönetim Kurulu’nun 5174 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 1. fıkrasının “O” bendi doğrultusunda “salgına (COVID-19) dayalı mücbir sebepnedeniyle aidat borcu olan üyelerin bu borçlarını affı ve bu nedenle askıya alınmış üyelikleriniaktif hale getirmesi” gerekmektedir.
Kamuoyuna ve basınımıza saygıyla arz olunur.
Aidat borcu bir gün ödenir ama kullandırılmayan oyun telafisi mümkün değildir!
Seçim Çalışma Grubu Adına
İbrahim Bıyıklı
Kocaeli Ticaret Odası Başkan Adayı